11 Temmuz 2010 Pazar

Bir havuz macerası..
İnsanlar gerçekten çok acayip.. Bugün bir kez daha farkettim ki sadece belli kalıplar üstüne yaşıyoruz!
Bir yaz gününden beklenen bütün özelliklere sahip olmasa da güzel bir gündü diyebilirim.Deniz kum güneş üçlemesi yoktu tabi, şehir içinde "nerede su var oraya kaçayım" mantığında olunca "havuzlu villa"lardan iyisi yok.Havuzunda belli ölçüleri var malum ona uymak lazım..İnsanların tepkilerini gözlemeye başladım.Havuza girmeden önce mantarları yok eden iltihap kapmayı önleyen bi çeşit su konuyor girişe.Ama nedense insan sağlığı için de olsa "kural" olmuş herşeye karşı çıkma eğilimindeki yurdum insanı "amaaaaaan eskiden ilaçlı su mu varmış geç çöcuğum" mantığıyla havuza çocukları ilaçsız sokmaya başladı.E güldüm tabi haklıyım! Annesi mantar kapmasın çocuk derdinde değilde eskiden ilaç mı varmış derdinde.E iyi o havuza da girmeyelim bu mantıkla. "Eeeee eskiden havuz mu varmış canıım!" Acaba gerçekten gülmelimiyim? yoksa hata mı yaptım?
Bir de sayfalarca yazılan "havuz kuralları" bölümü var..İnsanın okurken uykusu geliyor zaten kuralların son kısımları hiç okunmuyor ki zaten bunları okuyan insanlara da rastlanmıyor...Sanki kırk yıllık yüzücü gibi tramplen olmadan varmış gibi atlayanlar mı dersiniz sezlongda ortalıgın canına okuyan çocuğuna zeytinyağlı dolma getirenleri mi...Hele ki kafası suda,kendi halide yüzen insanın vay haline... Her an bir çocuk "anne baak anne bak bombalamaaaaa!" diye tepesine atlayabilir.Kıyafetiyle suya girenleri saymıyorum bile..Peki kural da kural diye geçinenlerin "ben kırk yıllık coğrafya öğretmeniyim" havasındakilerin kendi hayrına habire kural delme çalışmaları ne olacak? İkisinin ortası yokmudur?İnsanlararası çelişkilerin bir yenisini daha keşvetmenin haklı gururu içindeyim! İyi çelişkiler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder